5 Temmuz 2012 Perşembe

Sezonu Açtık!!!!!!!!

Birazcık eğri ama Sony Ericsson Z610i ile çekilmesine rağmen fena değil!!
Haziran ayında kendi kendime "herhalde yaz gelmeyecek" demiştim. Bu yılın haziran ayı o kadar serin geçti ki, rüzgarlar, yağmurlar... Ama Temmuz ayının başlamasıyla havaların birden ısınması bir oldu neredeyse. Biz de minikle dedik ki "şu perşembe gezilerimize bir ara verelim de soluğu güzel, nezih bir havuz kenarında alalım bari". İyi ki de böyle demişiz, iyi ki de sezonu açmışız. Çok keyifli bir gün geçirdik. Nerede mi? Yıllardır şöyle güzel, temiz ve uygun fiyatlı bir açık havuz ararken meğerse yanı başımızda duran Hillside Trio'da. Evden neredeyse 10 dakikalık bir mesafede olan havuz, aslında bir çeşit spor kompleksi. İçerisinde, kapalı, açık havuzlarının yanı sıra tenis kortu, Spa ve daha pek çok spor salonunu barındırıyor. Mekan üyelik sistemiyle çalışıyor ancak havuz için hafta içi günlük misafir de kabul ediyorlar. Günlük kişi başı 40 TL. Minikler için de 15 TL. alıyorlar. Havuzun kenarında yeyip içilebilecek ve servis elemanlarının havuz kenarında da arı gibi çalıştığı bir cafe de mevcut. Hizmet çok iyi ve hızlı, elemanlar ise oldukça güler yüzlü. Hatta bir ara minikle birlikte havuza girerken çanta şezlongların yanında kalacağı için tedirgin oldum, ne de olsa içinde cüzdanım, cep telefonum gibi kişisel eşyalarım vardı ve orada çalışanlardan birine bu tedirginliğimi dile getirdim, kendisi "burada şimdiye kadar böyle hırsızlık vakası olmadı, merak etmeyin" dedi ve "dilerseniz ben göz ucuyla ara ara bakar ilgilenirim" diye de ekledi. Valla pesssss... Hiçbir tesiste böylesi bir sorumluluk alınmaz, hatta "kayıp-çalıntı eşyalardan tesisimiz sorumlu değildir" diye de not düşerler kimi zaman. Bu durumda biz de rahatça havuza girdik, çıktık, bol bol yüzdük, güneşlendik, yedik-içtik... Daha ne olsun, işte şimdi yaz tatiline girdiğimizi iyice hissettik. En önemlisi minik çok çok mutlu oldu. Yaz hali denilmese de hafiften bronzlaşmış bir tenle evimize döndük. Devamının gelmesi dileğiyle...

1 Temmuz 2012 Pazar

Kuşkonmazlı Kiş

Eşim kuşkonmaza bayılır. Dolayısıyla içinde kuşkonmaz yer alan tarifler de favorisidir. Ancak yurtdışında kolaylıkla marketlerde domates salatalık gibi bulunabilen bu sebze maalesef ülkemizde zor bulunuyor. Daha doğrusu büyük marketlerde bulunabiliyor da fiyatı el yakıyor! Geçen gün eşim sevinç içinde eve geldi ve o da ne? Elinde bir demet kuşkonmaz!! Uygun fiyata bulabildiği için hemen kapmış bir demet ve akabinde siparişi de gecikmedi: Kuşkonmazlı kiş! Ehhh emir büyük yerden, ne yapacağız kolları sıvıyacağız ve hemen kuşkonmazlı kişin yapımına girişeceğiz elbette. Valla nasıl oldu derseniz bence çok lezzetli bir kiş oldu. Bugüne kadar özellikle kış aylarında pırasalı kiş deneyimim olmuştu, ancak kuşkonmazlı kişi ilk kez yapacaktım. Biraz internette araştırma yaptıktan sonra en makul malzemeli olan bir tariften yola çıkarak kendi kiş tarifimi oluşturdum. İşte tarif geliyor:


İÇİ İÇİN MALZEMELER:
1 adet kuru soğan
2 adet yumurta
Yarım paket taze krema
250 gr. kadar böreklik beyaz peynir
1 demet kuşkonmaz


KİŞ HAMURU İÇİN MALZEMELER:
4 yemek kaşığı tereyağ
1 su bardağı un
3 yemek kaşığı buzlu su
Yeteri kadar tuz ve karabiber


İşe önce hamuru hazırlamakla başlamakta fayda var çünkü buzdolabında dinlenmesi gereken bir hamur bu. Yukarıda saydığım tüm hamur malzemelerini bir kapta kulak memesi kıvamına gelince bir strece sarıp yarım saatliğine buzdolabına kaldırıyoruz. Bekleme sırasında kuşkonmazları ayıklayabiliriz. Bir tarafta da kuru soğanı ince ince doğrayıp bir tavada karamelize olacak şekilde kavuruyoruz. Ardından bir kabın içine 2 yumurtayı kırıp kremayı ekledikten sonra iyice çırpıyoruz ve içine beyaz peyniri ekleyerek ezmeye başlıyoruz. Çok fazla ezmeye gerek yok çünkü fırında sıcaktan zaten eriyerek kıvamını buluyor. Peynirli bu karışıma karamelize ettiğimiz soğanları da biraz ılındıktan sonra ekliyoruz. İç malzemeler hazır. Dolaptan yeterince dinlenmiş olan kiş hamurunu çıkarıyoruz. Buzdolabından çıktığı haliyle çok sert olacaktır telaşa gerek yok. Biraz tezgah üzerinde bırakın o kendine gelecektir. Hamur yumuşayınca unlu bir tezgahta kiş kalıbının ölçülerine göre merdaneyle onu açıyoruz. Düzgünce kalıbın içine yerleştirdikten sonra daha önceden 180 dereceye ayarladığımız fırına atıyoruz ancak sadece 15 dakikalığına. Bu arada hamurun kabarmaması gerekiyor. Bunun için hamurun üzerine yağlı kağıt serip üzerini nohutlarla dolduruyoruz. Bu şekilde hamur fırında kabarmadan 15 dakika pişiriliyor. Piştikten sonra içerisine hazırlamış olduğumuz yumurtalı peynirli karışımın yarısını döküyoruz ve üzerine temizleyip soyduğumuz kuşkonmazları diziyoruz ve onun üzerine geri kalan iç malzemeyi boca ediyoruz ve doğru yine 180 derecelik fırına. Yaklaşık olarak 35 dakika sonra nefis kokular yükselmeye başlıyor ve işte kuşkonmazlı kiş afiyetle yenmek üzere hazır. Yanına bir de yeşil salatayla tam bir öğün olabilecek bu kiş kolay yapımıyla bundan sonra mutfak mönülerimde yer alacağa benziyor.
Afiyet olsun!