22 Mart 2013 Cuma

Cezayir'de Hakiki Kuskus Yemek...

Kuskus deyince ne yalan söyleyeyim aklıma minik minik topçuklar geliyor. Tıpkı marketlerde yerel markaların sattıkları gibi... Tadı makarnamsı... Yoğurtla da leziz olur hani... Küçükken yerdik, nedense yıllardır ne eve aldım ne de dışarıda bir yerlerde yedim. 


Ama bu seneki Cezayir seyahatimiz "kuskus"ta mihenk taşı oldu!! Bugüne kadar bildiğim o minik topçuklar meğerse bize kuskus diye yutturuluyormuş burada. Ne lezzeti ne de görüntüsü aynı. Bir kere görüntüsü tek kelimeyle irmiğe benziyor, bizdekiyle yakından uzaktan benzeşmiyor. Pişirilişi bile bambaşka. Biz makarna gibi haşlarken onlar sebzeli, etli yemek olarak pişiriyorlar. Pişirmesi öyle kolay da değil. Kendine özel bir kuskus tenceresi var. O tencerede 2 ya da 3 pişirme yöntemiyle pişiriliyor... Sebzeler ve et ayrıca bir tencerede pişiriliyor. Tüm karışım hazır olduktan sonra önceden pişen kuskusun üzerine eklenerek servis ediliyor. 

İşte "kuskus" kültürü diye buna derim (: Kültür kültür, sadece okumakla değil gezip görmekle de oluyormuş hatta tatmakla... (:

19 Mart 2013 Salı

"The Killing"... (2011)

Hangi dizi? Neyi izlesem? Şöyle keyifli bir gerilim-polisiye nasıl olur? Ama nereden bulacağım?? "Lost"tu, "Prison Break"ti derken şöyle iyi bir drama... Nerde? Amaaaan... Derkeeeen... Kendi iç sesimle başbaşa kalmışkeeeen... Tesadüf eseri, internette gezinirken karşıma çıktı işte iki sene önce iki sezon olarak yayınlanmış bu dizi. Biraz kurcaladım, yorumlara baktım ve son olarak 7.4'lük IMDB puanıyla beni cezbetti. Bu aralar şöyle iyi polisiye dizi arayanlara ya da adını duyup da seyretmemiş olanlara şiddetle tavsiye ediyorum. 

İki sezon boyunca olaylar zinciri tek bir olay etrafında; "Rosie Larsen adlı 17 yaşındaki bir kızın cinayeti" etrafında gelişiyor ve dallanıyor hatta budaklanıyor. İşin içine bir de 20-25 gün sonra gerçekleşek Seattle belediye seçimleri girince katili bulmak epeyce zorlaşıyor. Çetrefilli işler arap saçı oluyor... Kahramanlar: Dedektif Linden (Mireille Enos) ve partneri dedektif Holder (Joel Kinnaman)...

The Killing, Danimarka'da gösterilen "Forbrydelsen" adlı dizinin uyarlamasıymış aslında. Dizi, dramatik yapısıyla uyumlu karanlık ve koyu mavi çekimler yüzünden  biraz iç karartıyor gibi olsa da olayların içine bir kere girdiğinizde soluksuz izletebiliyor kendini. 

Katili bulma hikayesinin yanı sıra Rosie'nin ailesinin hikayesini, tam evlenmek üzere şehri terketmeye ve mesleğini bırakmaya hazırlanan ancak bu olayla burun buruna gelip evliliğini bile iptal edebilecek derecede işine bağlı dedektif Linden'ın hikayesini, onun 14 yaşındaki oğluyla olan ilişkisini ve bir yandan da belediye seçimlerine hazırlanan ancak yine olayların akışından kaynaklı başına talihsiz bir kaza gelen Darren Richmond'ın hikayesini de izliyoruz. Hikayeler arasındaki başarılı geçişler, birbirleri arasındaki örgüler, tek konu olmasına rağmen 2 sezonun da heyecanla izlenmesini sağlıyor bence. 
Hadi gözatın... Kaybedecek bir şey yok... Ama eminim saracak!!!

15 Mart 2013 Cuma

Aşure



 Şu an boyumdan büyük işlere kalkışıyorum... Çünkü bu aşure tarifi bundan aylar önce, 23 Kasım 2012 tarihinde yaptığım bir tarif. Ne zamandır yazacağım ama bir türlü olmadı. Aylar sonra kaleme alınca nasıl anlatacağım bilemiyorum. Umuyorum yazdıkça hafızam canlanacak ve beni o güne, aşureyi yaptığım zaman ve mekana götürecek. Bu arada aşure yapmanın çok zor olduğunu düşündüm yıllarca. Ancak bu tariften mi bilemiyorum hiç de korktuğum gibi değilmiş. Ölçüler birebir. Hiç artı eksi yapmadan uygulandığında sonuç mükemmel. En azından benim aşure tercihim için. Üstelik bu aşureyi ilk kez yapıp bir de apartmandaki komşulara dağıtmıştım. Her kapıdan onay alınca güvenle tarifimin arkasındayım diyebilirim (: Aşure için mutlaka Aşure Ayı'nı beklemeye gerek yok. Bence Türk mutfağının lezzetli bir tatlısı. Besleyici özelliğine ise hiç girmiyorum. 
Deneyin, pişman olmayacaksınız...

 MALZEMELER:

Yarım su bardağı kuru fasulye (geceden suya konacak)1 su bardağı nohut (geceden suya konacak)
2 yemek kaşığı pirinç
2 yemek kaşığı kuş üzümü (yumuşaması için ılık suya konacak)
Yarım su bardağı ceviz
Yarım su bardağı badem (suya koyarsanız rahat soyulacaktır)
Yarım su bardağı fındık
4-5 adet kuru incir
Süslemek için nar taneleri
2 su bardağı aşurelik buğday (geç pişer ve onu da geceden suya koymuştum)
15 su bardağı su
3,5 su bardağı şeker
4-5 adet kuru kayısı
Limon kabuğu rendesi
Tarçın
YAPILIŞI:
Şimdi ben itiraf ediyorum ki kurufasulyeler ile nohutları düdüklü tencerede birlikte pişirdim. Evet ikisi birlikte haşlanmaz derler ama ben yaptım ve bir sorun olmadı. Dolayısıyla iki bakliyat da düdüklüde yaklaşık olarak 35-40 dakika kadar haşlanıyor. Onlar haşlanırken 15 bardak suyun içerisine aşurelik buğdaylar da konuyor ve kaynadıktan sonra ateşin altı kısılmak üzere o da haşlanmaya bırakılıyor. Buğdayın tahmini haşlanma süresi yaklaşık 3 saat kadar. Bu arada 2 saat sonra buğdaya şeker, küp küp kesilmiş kayısı ve limon kabuğu ekleniyor. İyice pişmeye devam... Diğer tarafta bir tencerede pirinçler haşlanıyor. Pirinç yumuşayınca, buğdayın pişmesine 30-40 dakika kala nohutlar, kurufasulyeler ve kuş üzümü hep birlikte aynı tencereye atılıyor. Zaten bu etapta tencereden nefis kokular yükselmeye başlayacak ve aşurenizin ağdalı bir kıvam almaya başladığını göreceksiniz. Ateşi kapatmaya yakın tarçını, soyulmuş bademlerin bir kısmını ve 2 yemek kaşığı cevizi de ekleyip karıştırın. Cevizi son dakikada atmanın en önemli nedeni, cevizin aşurenin rengini karartmasını önlemek. Aşurenizi ocaktan alıp kaselere eşit şekilde paylaştırın. Arzunuza göre soyulmuş taze badem, fındık ve nar taneleriyle süsleyerek servis edebilirsiniz.
Afiyet olsun.