10 Haziran 2009 Çarşamba

ADENOİDEKTOMİ

En sonunda, yapılan tetkikler sonucunda, bizim miniğin geniz eti ameliyatı olması gerektiğine ve her iki kulağına da tüp takılmasına karar verildi. Bu sabah saatiyle 06.00'da uyanıldı. Saatler tam 07.00'ı gösterdiğinde Acıbadem Kozyatağı Hastanesi'nin yatış işlemlerinin yapıldığı bankodaydık. Bir süre bekledikten sonra bizi odaya aldılar. Gelen giden... Anestezist... Bir sürü prosedür icabı sorulan sorular ve cevaplar... Operasyon, genel anesteziyle olacağı için kan tahlili yapıldı. Testlerin sonucunu beklerken de ameliyat öncesini hatırlamaması için miniğe "Dormicum" adında bir şurup içirdiler. Aman ne evlere şenlik!!! Bizimki kıkır mıkır, yatıyor kalkıyor bir şeyler sayıklıyor tekrar düşüyor tekarar kalkıyor, tam bir sarhoş!! Sonunda operasyon zamanı gelip çattığında miniği aldılar sedyeye ve ameliyathaneye indirdiler. Tabii biz de yanında! Ama o, canım benim, hiç bir şeyin farkında değil! Minikle ameliyathane kapısında vedalaştık. Doktorlar, operasyonun yaklaşık olarak 1 saat süreceğini söylediler. Biz kafeteryaya geçtik. Orada oyalandıktan sonra ameliyattan çıkış saatine yakın odaya çıktık. Tam bu sırada bize bir üst katta yeni bir odaya geçeceğimizi söylediler. Bu biraz heyecan yarattı çünkü kaldığımız oda günü birlik olarak adlandırılan bir odaydı ve acaba bir komplikasyon mu oldu da odamızı değiştiriyorlar diye düşünmeden edemedik ancak neyseki anestezistle karşılaşığımızda bize ameliyatın iyi geçtiğini ve 10 dakikaya kadar çıkacağını söyledi. Biz de eşyalarımızı toparlayıp (miniğe yeşil ameliyat elbisesi ve bonesi giydirdikleri için bütün üstünü başını çıkarmıştık) 5. kattaki odaya çıktık. Tam odanın hazırlanmasını bekliyorken ilgili hademelerden biri, miniğin çıkmak üzere olduğunu ve kıyametleri kopardığı için çıkışta yanında olmamız gerektiğini söyleyince biz de apar topar ameliyathaneye indik. Daha kapı açılır açılmaz nasıl bir çığlık sesi geliyor! Ortalık yıkılıyor!! Ağlama ama ne ağlama!! Neyse bizimkini getirdiler, hala ağlıyor! Gözü hiçbir şey görmüyor! Bizi bile... Odaya çıktık hala ağlıyor ama artık hıçkırıklar içinde, içini çeke çeke. Ansteziden uyandıktan sonra her insanda değişik tepkiler olurmuş, bizimkinde de ağlama krizi oldu sanırım! Ama susmuyor! Hastane yıkılıyor adeta! Yatağına yatırdık, bu kez de "sen git, sen de git, uyuyacağım" diye bağırıyor bize. Eh en sonunda baktık olacak gibi değil biz de odadan dışarı çıktık. Ses kesildi. Kapıyı aralayıp baktık, öylece uzanmış bizim minik. 2 saatlik uykudan sonra kendine gelmişti bile. Saat 13.00'da getirilen kayısı kompostosunu ve dondurmasını bir çırpıda bitirdi. Yaklaşık 17 saattir açtı bebeğim! Ve yaklaşık olarak saat 15.30 gibi de hastaneden ayrıldık. Ooofff offf, doktorlar diyorlar ki: "Çok basit bir operasyon, her şey hallolacak, merak etmeyin" iyi güzel de sen gel bir de bunu annelik içgüdüsüne anlat! Sonuçta genel anestezi işte... Yoruldum... Neyse bitti... Umarım bundan sonra artık bütün kış boyunca çektiğimiz sıkıtıntılar son bulur! Umarım iştahı düzelir! Umarım artık acillerde doktorlardan medet ummayız! Umarım burnu akmaz! Umarım öksürük krizlerine tutulmaz! Onu çok seviyorum! Her şey bebeğimin kaliteli bir yaşam sürmesi için!! Haydi bize geçmiş olsun!!

Hiç yorum yok: