21 Ağustos 2012 Salı

İstanbul Akvaryum

Oldum olası denizlere, okyanuslara hayranımdır. Küçükken de televizyondaki sualtı belgesellerini gözlerimi hiç kırpmadan izlerdim. Balık burcu olduğumdan mı yoksa sualtının insanı başka diyarlara götürerek sakinleştirici bir etki yaratmasından mı bilemiyorum ama o sonsuz mavilik beni benden alıyor işte. Hatta bundan belki 10 belki 11 sene önce bir dalış maceram da olmuştur. Ufak çaplı bir Scuba eğitimi geçirmişliğim ve Antalya/Kemer açıklarındaki Paris batığına bile dalmışlığım vardır. Sualtında insanın hissettiği duyguları anlatmam mümkün değil, o deneyimi bizzat yaşamak gerek. Bambaşka bir dünya! Mavi dünya...

Girişi fazla uzatmayayım, bugün yine o gezilerimizden birini gerçekleştirmek üzere yollara düştük. Bugünkü adres, İstanbul/Florya'daki İstanbul Akvaryum oldu. Burası dünyanın en büyük tematik akvaryumu olmasıyla meşhur. Çok büyük bir yer. Açıkçası ben bu kadar büyük olacağını tahmin etmemiştim. Bu akvaryumda yer alan tüm canlılar doğal ortamlarına en yakın şartlarda bakılıyor. Önce Karadeniz ile başlayan ve ardından Marmara, Ege Denizi, Süveyş Kanalı, Kızıldeniz, Antarktika, Akdeniz, Atlantik Okyanuslarıyla devam eden bir tematik alandan geçiyorsunuz. Buraya bir cümlede yazdığıma bakmayın mola vermeden gezmek zor zira 64 farklı tank içerisinde tüm bu saydığım okyanus ve denizlerde yaşayan balıkları keşfediyorsunuz.

Moladan sonra sırayı Nautilus Denizaltı alıyor. Denizaltının içinde kısa bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bu arada tüm bu temalara uygun olarak tasarlanmış dekorlar ise çok ince detaylarla bezenmiş. Koridorlarda yürürken gözünüz bir yandan da tavanda olsun değişik maketler göreceksiniz. Köpekbalıklaarının olduğu bölümde tavanda balık sürüsünü kovalayan dev bir köpekbalığı maketi vardı mesela. Nerede kalmıştık? Evet denizaltı diyordum. Burası çok ilgimi çekti, çünkü oranın sanki bir zamanlar gerçekten kullanılan bir denizaltının parçalarından ouşturulduğuna inanacakım neredeyse. Halbuki her detay dekorun bir parçasıydı. Eskitme etkisi çok çok gerçekçi verilmişti doğrusu. Eskitme demişken, bazı tankların içindeki batık parçalarının da ortama ayrı bir esrarengiz hava kattığını belirtmeden edemeyeceğim.

Bir akvaryum gezisinde en çok ilgiyi hangi balıklar çeker diye bir soru sorsam? Cevabı duyar gibiyim elbetteki köpekbalıkları. Bu akvaryumda da yine köpekbalıkları, ziyaretçilerin gözdesiydi. Ama gerçekten çok ihtişamlı görünüyorlar, doğru söze ne demeli? Mavi suların vahşi canlıları (: Peki köpekbalıkarının 400 milyon yıldır hiç evrim geçirmeden bugüne geldiklerini biliyor muydunuz? 




Bir diğer şeker şirin balıklar ise oyuncu sevimli mi sevimli vatoslardı. Tam beslenme saatlerinde yakaladığımız vatoslar Akvartistlerin elinden yemleri kapmak için birbirleriyle yarışmaları seyre değerdi doğrusu (:

Denizaltından çıktıktan sonra ise sizi Amazonlar'daki yağmur ormanları karşılıyor. Orası muhteşemdi. İklimin efekti, kuş sesleri ve yine tanklar içerisindeki canlılar... Bu bölümdeki en favori canlı ise büyük, dev ve tüylü Tarantulaydı!


 


    Not 1: Fotoğraf çekerken flaşsız çekim yapmalısınız. Zaten sürekli anonslarla uyarıyorlar.
  Not 2: Mola vermek isterseniz içeride alt katta yer alan Sütiş'te soluklanabilirsiniz. Servis çok iyi, o kadar kalabalık olmasına rağmen inanılmaz ilgililer ve sipariş konusunda hızlılar. Sütiş'in yanı sıra Roberts Cafe de diğer bir dinlenme mekanı olabilir.
   Not 3: Hiç sıkıntı yaşamadan her köşede karşınıza çıkan tuvaletler çok çok temizdi, beklediğimin üzerinde hijyen vardı. Özellikle otomatik olarak dönen klozet koruyucu poşetler son noktaydı benim için!


Hiç yorum yok: